rüya kadar konuşmak

…

Biraz konuştum seninle, dün. Hatırında olduğunu bile zannetmiyorum doğrusu, pek bir şey değildi en nihayetinde. Bilmemkaç kadehin verdiği cesaret zar zor yetti karşına oturabilmeme, gözlerine bakabilmek işten bile değil! Havadan sudan konuştuk ya hani, zaten bu saatten sonra pek fazlasını konuşabileceğimize de ihtimal vermiyorum. İlginç değildi konuştuklarımız, çoğuna sıkıcı gelirdi. Olay da bu ya; hava oldu bana her kelimen, suyum oldu. Dudaklarının arasından çıkan her ses daha da bağladı beni, daha da ilgilendirdi sanki. Gerçi senin aynı şeyleri söyleyeceğini zannetmiyorum. Sıkıldım karşındayken sohbetimden, sözümden ve biraz da kendimden. Pek hararetli yaşamımdan en sıkıcı halime bürünüyordum yanında. Derinliğine inandığım her fikrim ve zikrim düzleşiyordu, hissim uzak bu olaya. İçim uçurumlaşıyor pek fazla, sözlerim ovalaşıyordu biraz. Sıkmak seni, güldürememek yüzünü, kalkıp gitmek istemen içten içe, gidememen… Utandım biraz belki, belki gitmek istedim. Belki susmak istedim, susmak da yeterdi. Yetemeyeceğime inandım sana. Başkalarına özgüvenli halim uçup gidiyor, savunmasız ve aşağılık hissediyorum sanki. Ne o yüksek surları kalıyor şehrimin ne bir ahşap çeperi! Tek kelimenle dökeceksin sanki devletimin bütün sırlarını. Kalelerim düşmüş ve işgale müsaidim senin yanında. Taburlarım dağılmış, silahlarım âşık ve komutanlarım korkak gibi biraz. İçimde dışımda dünya savaşları var, turistleri kaçırmamak için sessiz tüm gazetelerim. Cephelerimden gerisingeri kaçmış askerlerim, siperleri boş gibiyim. Işıl ışıl bombalar parlıyor sokaklarımda. Göğüm hala karanlık, ay yakıyor bu gece. Bir büyük ormanın karşısında yanarken bütün şehrim, ben bir kadeh daha arıyorum içecek. Ah elimde olsa kaç denizi daha çekerdim içime sünger gibi. Ah elimde olsa kaybederdim bütün bilincimi. Ah elimde olsa...

Ve biraz konuşmak istedim seninle, bu gece. Rüyalarımdan haberin yok, olmasın. Rüyalar dediysem, pek çok kez gördüğüm bölük bölçük aynı an hepsi. Hepsinde bir kadeh daha pahalı oluyor karşına çıkabilmek, bir kadeh fazladan götürüyorum rüyama. Oturuyorum karşına ama susuyorum bu sefer. Sessizlik yakıyor kulaklarımı, dişlerim bileniyor ve çenem sıkışıyor dilimdeki düğümleri kesip koparmak için. Konuşmak istiyor içimde bir şeyler, her yeltendiğinde bitiyor rüyam. Kim söyledi uyanmak istediğimi? Susuyorum, uyuyorum. Her güzel rüya bitiyor sen konuşmasan da. Uyanıyorum. Uğraşıyorum gerçekten kirli zihnimde rüyadan temizliğine ait birkaç parça hatırlayabilmek için. Cismine dair pek detay hatırlamıyorum, gözlerinin hissizliği aklımda. Sohbetine dair pek detay hatırlamıyorum, sözlerinin sessizliği aklımda. Rüyamda seni gördüğüm geceler ay daha bir parlak geliyor. İçim karanlıktır biraz. Gecemi ısıtıyor ay ama yakmıyor. Uyumalıyım diyorum, uyumalıyım şimdi.

Seninle konuşmak bir rüya kadar yakın artık bana. Seninle konuşmak bir rüya kadar uzak.

…