top of page

üst raf korkusu

  • mâhî
  • 30 Mar 2023
  • 2 dakikada okunur

Gözlerime baktı, siyah beyaz ve aslında biraz da ağaçlar gibi ama kurumuş. Bir şeyler söylememi beklediği çok açıktı. Gözlerimden hiç ayırmadığı gözleri kalbime doğru meyilli gibiydi, içeriden gelecek birkaç kelimeyi bekliyordu. Ben ise sessizdim. Ciğerlerime artık hava girmediği söylenmese de aldıklarımın nefes olmadığına bir hayli emindim. Tenim değil ama kalbim soğumuş, Sezai Bey’in dediği gibi de savaşım bitmişti sanki. Ordusu kaybetse de evine canlı dönebilen her gazi kazanmıştır biraz, benim ise ordum leşimden çok kaybetmiş görünüyor ve kurtarır yanım yok sanki. Nasıl söylemeliyim bunu? Bitirdiğim savaşımda cesedimin koşar adım öldüğünü nasıl anlatmalıyım şimdi ona? Umduğu hiçbir kelimeye uzanamam, aşikâr. Soğuk kalbim, şimdilerde daha bir zor seni seviyorum demesi. Ve hatta çekinmeden söylemeliyim ki şimdilerde daha bir zor sevmesi. Aşka ve sevgiye olan inancımı kaybettiğim gibi öngörüsüz ve aceleci kuruntulara yaklaşmam asla. Ancak şunu da belirtmeliyim ki birini veya bir şeyi sevebilme fikri hiç bu kadar uzak ve bir miktar da itici olmamıştı benim için.


Nefretle değil belki, sadece biraz umutla tükettiğim kalbimin çırpınışları kesildi gibi hissediyorum. Hissetmek fiilini kullanabilir miyim daha doğrusu, bilmiyorum. Yeni insanlar tanıyor ve konuşuyor biraz, ağlıyor ve gülüyorum. Zaman zaman sızlanıyor, bazen ise sinirleniyorum. Herhangi bir hissim birkaç saniyeden uzun sürmüyor yine de, donmuş bir sakızı uzatmaya çalışır gibi duygularımı sündürüyorum. Hissetmiyorum, Sedna, devamlılığına inandığım hiçbir şey hissetmiyorum.

ree

Gözlerime bakıyor, biraz derinlikle ve biraz da yüzeyselliği aşmaktan korkarak. Baktığı gözbebeklerimin doğumunu biliyor, onlarla büyüyor ve biraz da ölmeye hazırlanıyor şimdi. Beni en iyi o tanıyor Sedna, o bile tanımıyor beni. Bir şeyler bekliyor benden, en üst rafa kaldırdığım kelimeleri istiyor. Dedim ya, uzanamıyorum. Kambur iskeletim sızlıyor doğruldukça. Boynuma ipler düğümlenmiş gibi korkuyorum taburelere çıkmaktan, ya düşersem? Ay’a ulaşmak için üst üste koyduğum tabureleri hatırlıyorum. Şimdi gözlerime bakanın o tabureleri teker teker ittiğini anımsatıyorum kendime. Tazeleniyor içimdeki hissizlik, çabalamıyorum tozlanmış kelimelere dokunabilmek için. Gözlerime bakıyor ve onu sevdiğimi söylememi bekliyor. Ben de ona bakıyorum şimdi, sessizim. Aynaya bakarken bile “seni seviyorum” diyemiyorum artık, hissizim.


Yorumlar


ukde © 2022

bottom of page