top of page

Çakıl Taşları

  • Tarık Çimen
  • 9 Eyl 2022
  • 2 dakikada okunur

ree

Düş kırıklarımın parçalarının birer birer, ağır ağır battığını hisseder gibiyim sanki. Üşümüyorum fakat içim soğuyor. Bir deniz kenarında hüznün kudretine diz çöken gözlerimi yerden kaldırıp dimdik durmak istiyorum tüm pişmanlıklarıma meydan okurmuşçasına. Bahçemdeki ağaçlar başka başka bahçelerin ufacık bodur çalıları olmuşlar ben fark etmeden. Yeni duydum hayatın pörsümüş kokusunu. Yeni gördüm küflü kiremitlerini yürek denen harabe yalının. Çok geç her şey için biliyorum. Eksilmiş bir ruhun sarhoşluğuyla yazıyorum bu cümleleri boyun eğmeden kederine bir yetimin. Soysuz yeminlerimin hesabını veriyorum şimdi soranlara. Ruhunu teslim etmiş her bir renk çoktan tanrıya. Daha fazla beklemek acı gelir, susturulmuş harflerime, çığıran sözcükler uçurumunda.


Ya sen? Sen hiç konuşmaz mısın?


Seçkin bir ümidi var bu gecenin. Hissediyorum. Hislerini hissediyorum. Ben de senin gibi bir gün kavuşacağım sonsuz karanlığa. Haksızlık etmemeliyim yaşadığım hayata. Bugünlerde daha umutluyum. Hoyrat değilim artık nitekim sonbahara. Sadece yakmak istiyorum özlemlerim olmadan geçen her bir mevsimi. Yakıp ısıtmak istiyorum şu denizi. Isıtıp buharlaştırmak, buharlaştırıp maskesini kaldırmak istiyorum dünyanın. Çünkü inanıyorum ki maskesiz daha net duyacak beni toprak. Daha iyi anlayacak ne istediğimi. Ona göre yer hazırlayacak belki de bana şöyle güzel manzaralısından.


Şafağın maviliği vuruyor gözyaşına. Ağlama. Duyuyor musun sen de? Sade bir ağıt yakılıyor içimdeki yangınlarla. Her sabah eşsiz bir türkü mırıldıyor, aynı şiiri okuyorum karşısına geçip oturduğum kum taneleriyle. Herkesten daha çok onlar hak ediyor saygıyı. Gözümü alan şu aydınlık da saklandığı zaman çıkaracağım yalnızlığımı. Kimseler görmesin diye çaresizliğimi. Avazım çıktığı kadar bağırarak okumak istiyorum yazdığım her mektubu. Ses tellerim gerçek birer iplik gibi birbirinden koparcasına çığırmak istiyorum hayallerimi.


Büyük hayallerin döküntüsünün ağır olacağını kimse söylememişti bana. Geçmişin ekşi tadını asla ama asla unutamayacağımdan kimse bahsetmemişti. Sözsüz müziklerin bende acı nakaratlar kazanacağını bilmiyordum. İşte ben, 20 yıllık ceset daha yeni tanıştım hayat denen polisle. Ne taşıyabiliyordum artık bu ağırlığı ne de yolun kenarında bir bakkala emanet edip dik bir omurgayla yürüyebiliyordum. Yalanların bıraktığı kamburlara dayanmak değil de akıp gitmek hayal kırıklarımın açtığı dar kesiklerin arasından doğumumdan ölümüme, ince fakat dayanılmaz bir sızıyla yakıyor yanaklarımı. İsimsiz zarflara konulmuş mektuplara benziyor fikirlerim şu anda. Nereden nereye gidecekleri belirsiz, öylece durup el sallıyorlar karşımdaki denize, belki olur da bir gün bulunurlar diye.


Gitmem lazım. Yaşamak için gitmem lazım. Uzaklaşmam lazım tüm bu cümlelerden. Bileğimden yere doğru damlayan sıcaklığın huzurunu hissetmeye başlıyorum iyiden iyiye. Avuç içimi parmak uçlarıyla okşuyor ölüm dedikleri melek. Beni çağırıyor. Kulağıma fısıldıyor. “İstersen… İstersen…”


İstemiyorum. Hayallerimden vazgeçmek istemiyorum.


Bir ben değilim bu dünyada yalnız kalan. Bir ben değilim bu akşam aşkını gizleyip yalnızlığını azarlayan kudreti karşısında sonsuz karanlığın. Gemiler gelse de ben gideceğim sırtımı sana dönüp. Yağmurların kederini teselli etmeden yürüyeceğim hayal kırıklıkları galerisinde. Pamuk şekerden yaptığım heveslerimin tadına bakıp mutlu olmayı öğreneceğim tam bir yetişkin gibi. Geri dönmeyeceğim. Hayalini kurduğum sokakları tek tek unutacağım. Tek tek sileceğim tüm izlerini geçmişimin. Çatlak bir ney gibi bağırıp durduğum sürece ne sesimi duyurabileceğim ebedi ukbaya ne de sevmeyi öğretebileceğim arkamda durup alkış tutan cenaha. Uzun uzun terk edilişine ağlayacağım geçmişimin sadece. Belki de denizlerin dahi ürkeceği derinlikte bir “of” çekerim terk ederken yalnızlığımı.


Yerine geliyor renkler şimdi. Gözyaşlarımda biriken sevdalarımla beraber akıyorlar tuvallere. El ele çiziyorlar aklıma yeni bir sen hayalini. Bu kez daha ufak, daha cılız. Altındaki tabureye tekme vurduğum en büyük hayallerimin küçükleri karşımda şimdi. Onları da alıp öyle gideceğim. Kim bilir belki de böylesi makbuldür.


Küçük hayallerle çıkmak yola.

Yorumlar


ukde © 2022

bottom of page